8 Mart
Bülent PINARBAŞI
cesotti35@gmail.com

8 Mart

08 Mart 2020 Pazar 09:07 makaleler
1857 yılında 40 bin dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları isteyerek başlattığı ve 129 işçinin yanarak hayatını kaybettiği zamandan günümüze kadar, kadın için değişen hiçbir şey yok maalesef... Aksine, iktidarın gizli politikaları ve üstü örtülü söylemlerine bakarak gerileme olduğunu dahi söylemek mümkün. Hayatın her alanında en ağır koşullar altında yaşama tutunma ve kendini var etme mücadelesi veren kadın “vajina” basitliğine indirgenmiş, yok sayılma ve yok edilme uğraşı karşısında kendi hakkını savunamayacak kadar aciz duruma getirilmiştir. Evdeki aile baskısı yerini evlenince koca şiddetine, işyerinde mobbing ve tacize bırakırken; sayın Cumhurbaşkanı’nın “en az üç, hatta en az beş çocuk” söylemi kadın emeğinin kendileri için “çocuk üretme ve büyütme fabrikası”ndan öte bir değer taşımadığını ortaya koymuştur. Kadının çalışma alanında yeri ve istihdamının artırılması için “sözde” çözüm olarak getirilen ve teşvik edilen esnek istihdam biçimleri ise (kısmi zamanlı çalışma, geçici istihdam vb.) amacının aksine kadın emeğini ucuzlatmaktan başka işe yaramamaktadır. Çünkü ülkemizde kadın istihdamı zaten büyük ölçüde kayıt dışı ve esnek çalışma prensibine dayanmaktadır. Yapılan her türlü düzenleme ve “sözüm ona” kadını korumaya yönelik üretilen her proje, iş yaşamında ayrımcılığı körüklemektedir. Bunun nedeni ise, sürdürülen çalışmaların kadını “insan” bütününden ayrı gören bakış açısıdır. Oysa, öncelikle farkına varılması gereken nokta, kadının korunmaya muhtaç bir varlık olmadığının kabul edilmesidir. Kurtuluş savaşında erkeğiyle birlikte cephede boy gösteren Türk kadını, bugün de eşiyle omuz omuza yaşam mücadelesinin her alanında emeğini ortaya koymaktadır. Ancak bu farkındalığı topluma kabul ettirdikten sonra çalışan kadının emeğinin yok sayılmasının önüne geçilebilir. Bu görünmezlik sorununun aşılabilmesi için özellikle kamu kuruluşları ve yerel yönetimler ile üniversitelerin araştırma ve duyarlılığının artırılması, işçi sendikalarının bu konuya ait çalışmalarda daha aktif rol alarak kadın kuruluşlarıyla işbirliğine gitmesi, devlet politikalarında kadının sosyal taraf olarak daha fazla muhatap alınıp işbirliğine gidilmesi gerekmektedir. Çalışabilir yaşta toplam 27 milyon kadın nüfus varken, bunun sadece 8 milyonunun istihdamda görünmesi, bu ülkenin ayıbıdır. Bu ayıbın kadın temsilinin % 5’i bile bulmadığı bir meclisle halledilmesini beklemek ise, sadece bir hayaldir. Hele ki, Aliağa gibi ‘emek yoğun’ bir kentte kadınlarımızın iş hayatına katılımı yüzdelere vurulmayacak kadar düşük rakamlarda seyrederken, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü anlamından saptırıp bir kutlamaya çevirmek, meydanlarda siyasi gövde gösterileri düzenlemek ise kabul edilemez bir yanlıştır. Dolayısıyla, bu günle ilgili düzenlenecek herhangi bir organizasyonda yer almak ve kutlamak yerine bu uğurda hayatını kaybeden tüm kadınlarımızın hatıraları önünde saygıyla eğiliyor ve anıyorum. Ülkemizde, iktidarın yanlış politikaları ve söylemleri yüzünden giderek artan kadın ölümleri, şiddet, taciz ve tecavüz vakaları ancak eğitimle, kadının sosyal hayata daha fazla katılımının sağlanmasıyla önlenebilir. Önceliğimiz, Türkiye’nin kadın-erkek eşitliğinin her alanda hayata geçirildiği rol model bir ülke haline dönüştürülmesi olmalıdır.
Bülent PINARBAŞI diğer köşe yazıları
BUYRUN CENAZE NAMAZINA! İŞİNİ BİLMEYEN KASAP... KOL DA KIRILDI, YEN DE YIRTILDI... BÖLMEYİN, TOPLAYIN!.. HANİ ADAY OLMAYACAKTINIZ?.. ALİAĞA’NIN STALİN’İ Bİ BİTMEDİNİZ!.. SEÇİM DEĞİL, DEĞİŞİM... İLLE DE ÇARŞAF LİSTE!.. BAK SEVGİLİ SEÇMEN KARDEŞİM!.. KIRGIN DEĞİL, KIZGINIZ!.. RAKİP KİM? SADECE CUMHURBAŞKANI SEÇMEYECEKSİNİZ... İmamoğlu&Acar SİZ BU İSTİFAYI NİYE ALDINIZ?.. AK PARTİ BARAJI GEÇER Mİ? Ak Parti mi, Kaya mı?.. DEMEK Kİ NEYMİŞ? HAMASETLE SİYASET OLMUYORMUŞ!.. Kalemini satmayan... BİR ADAM VARDI... Hepimiz bu bozuk çarkın birer dişlisiyiz... Kahramanımsın Gökçe Erhan... EŞEK VE SEMER... Komiksiniz!.. 8 Mart komedisi... KUTLAYALIM MI, ANALIM MI? HEPSİ Mİ KUMPAS KARDEŞİM?.. Kazanmak mı, kaybetmemek mi?.. Refresh... "Elif” gibi dik, Ayda gibi güzel ve umutla... "KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA"... KYME KAÇ ARAÇ EDER?.. "STRATEJİK" ZIRVA "Kendi bahçesinde dal olamayanın biri girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor'"* Sanayi, tarih, rüşvet ve kaçakçılık şehri: ALİAĞA... KORONA'YLA KEŞFETTİKLERİMİZ, KAYBETTİKLERİMİZ, ÖĞRENDİKLERİMİZ... KORKUDAN BESLENENLER, KORKUYU BESLEYENLER... KOYUN CAN DERDİNDE, PAZARCI TEZGAH... YALANCI ÇOBAN Aliağa'da balık baştan kokuyor 8 Mart BİZ BU SEÇİMLERİ NİYE YAPTIK?.. Siz olsanız ne yapardınız?.. KONGRENİN MERTİ, NAMERTİ... YAVUZ ADAR'IN ÇAĞRISINA KULAK VERİN PAZARA KADAR CHP'LİLER ve MEZARA KADAR CHP'LİLER... CHP ALİAĞA'DA ÇARŞAF LİSTE NEDEN OLMASIN?.. BİR ADAM VARDI... CHP ALİAĞA'DA "KIRK KATIR MI, KIRK SATIR MI" SEÇİMİ OLMASIN VURUN ABALIYA OUT, VURUN GAZETECİYE IN… DANANIN KUYRUĞU KOPACAK DERKEN DANAYI PARÇALAMAYALIM... ALİAĞA'DA İYİ PARTİ'NİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ