
BUGÜNÜ YAŞAYIN, HER DETAYIYLA!
Son zamanlarda sıkça aklıma gelen tek şey; John Lennon’un “Hayat, biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir.” sözüdür.
Yarın
hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar ve ardı arkası kesilmez planlar yaparız. Hayaller
kurar ve gerçekleşmesini bekleriz. Oysa bu gece yastığa başımıza koyduğumuzda
yarın başımıza geleceklerden bihaberizdir.
Bizler
A yolundan gitmeyi kafamıza koymuşken, hayat bize öyle oyunlar oynar ki;
kendimizi bir anda B yolunda buluveririz. Geriye hayal de kalmaz, plan da…
Bir
ay sonra çıkacağımız geziyi planlarken olmama ihtimali hiç aklımızdan geçmez.
Oysa olacakları önceden görme yetimiz olsaydı, bugün olduğumuz yerde duruyor
olabilir miydik?
Tıpkı
6 Şubatta olduğu gibi…
Sabah
işe gidecek diye kıyafetlerini özenle hazırlayan genç bir kadının umudu, misafiri
gelecek diye yaptığı hazırlıklarla gününü planlayan teyzenin neşesi, okullar
açılıyor diye heyecandan uyuyamayan ve arkadaşlarını özleyen küçük bir çocuğun
hayalinde kaybolduk hepimiz.
Özür
dileyemeden yitirilen canlar, kırgın ayrılan kalpler, son kez sarılamadan kopan
bedenler…
O
gün sabah olmadı, o gün saatler durdu, o gün hayaller yerle bir oldu.
Oysa
ne kadar umutluydu herkes, ne kadar hevesliydi ertesi güne uyanacağına…
Sadece
yaşayan öğrenmedi yarın olmama ihtimalini, hepimiz öğrendik. Hepimiz durduk,
hepimiz şahit olduk her şeyin boş olduğuna. Bırakın yarını, bugünü yaşarken
bile tereddüt eder olduk. Yürürken, yatarken, yemek yerken…
Bir
dakika sonramızı planlamak yerine endişe kapladı hepimizin yüreğini. Duygular
karmaşıklaştı, hislerimizi kaybettik.
Şimdi
aradan günler geçti, sonra aylar geçecek belki yıllar…
Ama
bir şey hiç değişmeyecek!
Bizi
korkutan gelecek endişesi ve hayal kurarken bile içine kapılıp gittiğimiz
korku…
Nefes
almak ne büyük bir nimetse onu bile belki yeni kavrar olduk, dün fark
etmediğimiz tüm detaylara farklı gözle bakar olduk. Ama elden ne gelir ki?
Kadere
inanan ve ondan beslenen hiçbir beden, olması gerekeni değil olmaması gerekenin
önüne geçemeyeceğini anlamış oldu. Toplumsal yargıların üstümüzde bıraktığı
baskıya değil, ebedi yaşamın baskısına teslim oldu.
Şimdi
ne mi olacak?
Hiçbir
şey…
Bizler
yaşamaya devam edeceğiz ve yarının bizlere hayırlarla gelmesi için dua
edeceğiz. Hayal kurmaktan vazgeçmeyeceğiz, planlar yapmaya devam edeceğiz.
Hayatın bizim için kurduklarından bihaber…
Ama
yine de umutsuz olmayacağız, hep inanıp dua edeceğiz. Kalanlara ve
elimizdekilere sahip çıkıp onların değerini bileceğiz.
Ne
korkuyla yaşayabiliriz ne de umursamazlıkla!
Her
şeyin dozunu kendimiz belirleyeceğiz ve hayata sıkı sıkı tutunacağız. Belki de
yarın yeniden güneş açar. Belki yarın yeniden ısınırız. Belki de yarın hemen
yanıbaşımızdadır.
Belki
yarın yeniden yaşamaya başlarız. Nefes alıyorsak bir sebebi var, unutmayın.
Kalp
kırmayın, bugünün işini yarına bırakmayın ve sözleyeceklerinizden korkmadan
dile getirin. Sonraya bıraktığımız şeyleri sonra yapamayabiliriz.
Velhasıl
kelam, bugünü yaşayın. Her detayıyla…
- TakımlarPO
- Detaylı puan durumu için tıklayın
- TakımlarPO
- Detaylı puan durumu için tıklayın
- TakımlarPO
- Detaylı puan durumu için tıklayın
- TakımlarPO
- Detaylı puan durumu için tıklayın